Gökyüzünün altında
Kalbim kendini alamayarak sana
devrildi güzel talihim iyi
Fındık
kabuğuyla oynuyor kedinin biri
arada bir
kuyruğunu da
dahil ederek oyuna
sabah güneşi
gülücükler
fırlatıyor tatlı dokunuşlar
dayanamayıp
aralarına dalacak nerdeyse
otların
arasına kaçıyor fındık kabuğu
kedi pusuya
yatıyor birkaç adım ötede
adamın biri
otların arasına fırlattığı izmaritle birlikte
eziyor fındık
kabuğunu gelişigüzel ayakkabısının ucuyla
hiçbir şeyin
farkında değil
9:30’da çok
önemli bir toplantısı var iş yerinde
toplanıp
yönetim kurulu üyeleriyle
kararlar
alacaklar geleceğe dair
bana
sorarsanız
gelecek
başımıza geldikten sonra
öncesinde yok
bir yolu
takip etmiyor hayat
acımasızdır
çoğu zaman aldırmaz
kedilerin
oyunlarına
aldırmayacağı
gibi yönetim kurulu kararlarına.
Şiir
kesikleri bıçak kesiklerinden öncedir
gözlerinden
dönenin şiiri kırılsın.
Ildır’da
eylül’ün
ısrar etmeye başladığı bir vakitte
her şeyin
arasından, içinden, altından, üstünden esen
rüzgarla
birlikte
aniden
belirivermiş
adamın biriyim
ben
dışarıdan
bakılınca
rüzgarın
savurduğu öteberinin arasında
ayakta
durmaya çalışan
hiçbir şey
savrulup gitmek istemiyor elbette
kağıdın cart
diye yırtılırken çıkardığı ses
direnişin
sesi
fındık
kabuğundan gelen çatırtı öyle
geçip
giderken bile
gözlerine dikkatlice
bakıldığında
rüzgara
hayıflanan bir hüzün var karşı koyuşlarında
asimetrik
varoluş hamleleri yapan rakkasenin inadı.
Aşk kesikleri
bütün kesiklerden önce gelir
hayat
ürpertilerle titremelerle
gelen
bahtımdır sonrası şiir kerim.
Vakit aç
ısırıp duruyor
oburca
gökyüzünün
altında
günün ilk
sözcüklerine girişmişken güneş.
Bin şiir eder
göz kesikleri bin mani
ölüm böyle
bir şeydir sevgilim dedim ya
kuş kere kuş
özgürlük eder
dudaklarınla
gelen şiir bayram.
Eylül 2008,
Ildır / İzmir
Uluer Aydoğdu
No comments:
Post a Comment