Friday, January 22, 2016

Seni öptüğümde rüyana kadar gittim

http://denizsuyukasesi.blogcu.com/saclari-zaman-sarisi/18600984
 
Saçları zaman sarısı 

Rakı içilesi-

Alnıma dayadığın neydi
hayat, revolver, bulut
kalbinin ucundaydı tetik
sıksan havalanacaktım
sıktın uçtum
karatavuğun aşkta ileri gideni oldum basbayağı
sen benim melek şeyimdin
sen benim kendimde, kendi kendime, kendimi soluma şeyim
memelerin içindi her şey ne yalan söyleyeyim
alt yapısında aşk vardı elbette en sol tarafımdan
henüz yaşanmamış en güzel günün
burnumu sızlatan o nihavent kokusunu saymıyorum tabii
o günlerde hepimiz uzaylıydık
yıldızlar fru fru ederdi
ve biz
solucan deliklerinde vızır vızır gidip gelen küheylanlara tapardık
Neanderthal’ler de öyle yapardı
bir gün bunu yapamayacaklarını gördüler herhal
o güzel küheylanlarına binip gittiler
binip gitmek alacalı ve sıracalı bir çiçek
erdem olur hem anne hem baba tarafımdan
gel dedin, geldim
öyle zikzak falan yapmadan
dosdoğru sana
görmeliydin beni tırmanırken
öyle güzel tırmanıyordum ki
lemurlar bile şaşırıp kaldı bu işe
ne yapayım ben de böyle bir teşekkürdüm dünyaya.

Bir yerlerde saçları zaman sarısı kadınlar vardı
çünkü kuşlara inanıyorduk
uzaklarda kıpraşıp kıpraşıp göz kırpan bir yıldızdı devrim
lemurlar kadar güzel
yeryüzü ağacına tırmanıyorduk daldan dala sıçrayarak
upuzun bir mektuptun işte sen
kendinde, kendi kendine, kendini yazan
seni öptüğümde rüyana kadar gittim
evine, kuş maddene
orada of
bir ormanda kaldım, bir içte
uçtum, uçtum orada of
ne iyiydim ne kötü
ne bendim ne başka bir şey
seni gördüm
feleklerin bükülüşünde, bükülüşün ilmindeydin.

Seni ta kuarklarından tutup
ellerine, gamzelerine, çocukluğuna kadar sevmek
seni yakından, seni uçlarından, seni ortandan
çiçekler nasıl açıyorsa
açışına bırakmak seni
rüyamın en güzel vaktiydin sen
basbayağı kendi içime baktığım
sıracalı atları vururlar oysa.

Yeryüzü Yeniği, Uluer Aydoğdu, Zımba Kitap, Bursa, 2013.

No comments: